Olası bir çevre kirliliğine zaman kaybetmeden müdahale etmek, boyutlarını sınırlamak ve kirliliği gidermek öncelikli bir konu olsa da, kirliliğe müdahale edilmesi sırasında insan sağlığı konusunda azami koşulların sağlanması da bir o kadar önemlidir.
Çevre kirliliği, insana ve diğer canlılara olumsuz yönde etki edecek çevre koşullarının oluştuğu durum olarak tanımlanabilir. Bu koşullara müdahale edilirken hâlihazırda insan sağlığına zararlı olan bu ortamların etkileri göz önünde bulundurulmalı ve en küçük detayı bile atlamayacak bir çalışma disiplini ile hareket edilmelidir.
Günümüze kadar insanoğlunun tecrübe ettiği iş kazalarının yol açtığı ciddi maddi ve manevi kayıplar göz önünde bulundurulduğunda yukarıda bahsedilen iş disiplini konusundaki bağlılığın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmekteyiz.
Çevresel kirliliğe müdahale esnasında sorumlu kişilerin bu iş disiplini dışında hareket etmeleri kirliliğin en az çevreye vermiş olduğu zarar kadar bir zararı hem sorumlu kişinin bizzat kendisine hem de sorumluluğu altında bulunan diğer kişilere verme riski bulunmaktadır.
TORA’nın sahada çalışacak personelinin karşılaşacağı risklerin tespiti amacıyla, iş öncesinde TORA SEÇ(Sağlık, Emniyet ve Çevre) Departmanı tarafından hazırlanmış jenerik risk değerlendirmeleri ve sahada yapılan risk değerlendirmeleri kısa bir iş öncesi toplantı ile değerlendirilir, gerekli önlemler alınır. Yapılan risk değerlenmesinde elde edilen veriler çalışmayı yürütecek yetkili personel ile paylaşılır. Aynı zamanda SEÇ Departmanı işe en uygun ekipmanları ilgili saha ekiplerine temin eder ve ekipmanlarla ilgili gerekli tüm bilgileri eğitim olarak çalışacak personele aktarır. Böylelikle kirliliğin bulunduğu ortam koşullarında çalışacak personeller çalışma sırasında karşılaşacağı potansiyel riskler konusunda bilinçli bir şekilde çalışmayı gerçekleştirirler.
Doğru müdahale şüphesiz doğru ekipmanlar ve doğru yöntemlerle yapılır.Çevre kirliliğine neden olan faktörler her daim değişkenlik gösterir. Bu nedenle iş öncesinde potansiyel kirletici kimyasallar değerlendirilmeli ve yöntem ve ekipman seçimi için tüm riskler ortaya konmalıdır. Bir akaryakıt istasyonunda meydana gelen hidrokarbon sızıntısına müdahalede ele alınacak olursa, parlama riski her daim mevcuttur. Bu nedenle seçilen ekipmanların kullanılacağı tehlike bölgelerine göre sertifikalı olması gerekmektedir. Yeraltı suyu çekimi yapılacak sondaj kuyularında kullanılacak dalgıç pompaların ATEX sertifikası olmalı, ATEX sertifikası da belirlenen tehlike bölgesinde kullanımı kapsamalıdır.
Personellerin de potansiyel tehlikelere karşı eğitimlerinin tam olması diğer bir önemli husustur. TORA personelleri “ATEX Direktif 2014/34/AB Patlayıcı Ortamda Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler, ATEX Direktif 99/92/AT Patlayıcı Ortamların Tehlikelerinden Çalışanların Korunması” eğitimlerini almış, sertifika sahibidir.
Kirliliğin giderilmesi hususunda üzerinde durulması gereken en önemli konu işin hızlı bir şekilde yapılması değil, bütün riskler göz önünde bulundurularak mevcut şartları daha da kötü bir hale getirmeden güvenli ve doğru bir şekilde tamamlanmasıdır.